PROLİN NEDİR?
Türkiye, iklim çeşitliliği ve flora zenginliği açısından arıcılıkta çok önemli bir konuma sahiptir.
Bal, eski çağlardan beri önemli bir besin kaynağı ve sağlık koruyucusu olarak yoğun bir şekilde tüketilmektedir.
Doğal bir karbonhidrat ve protein kaynağı olan balın gerçek bileşimi flora, iklim, çevre koşulları ve geçirdiği işlem gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir.
Balda yaklaşık 27 serbest amino asit vardır ve en önemlisi PROLİN’dir. Diğer aminoasitlere göre balın %50-85’ini oluşturur.
Nektar bala dönüştürülürken arılar tarafından eklenir ve yapay yolla elde edilmesi mümkün değildir. Baldaki prolin miktarı, balın olgunluk ve saflık seviyesini yansıtan en önemli göstergedir.
Bu analitik parametre birçok araştırmada da önemli bir ilgi kaynağı oluşturmuştur.
Kovanlarımızın konumlandığı 1800 rakımda zengin bitki örtüsü ve elverişli iklim şartları yüksek prolin değerine sahip ballarımızı elde etmemizi sağlamaktadır.
Sezon boyunca büyük bir titizlikle takip edilen üretim sürecinde arılar için en uygun koşulları sağlayarak doğanın bize sunduğu kadarını, en öz halini sizlere sunuyoruz ve bu özü konuşmak istiyoruz.
Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğine göre balda prolin miktarı en az 300 mg/kg olmalıdır.
1000+ ve 1200+ Prolin değerine sahip ham ballarımız alışık olduğumuz sofra balı kategorisinden ayrılarak bir şifa kaynağına dönüşmüştür.
Prolin, protein sentezinde ve yapısında, metabolizmada (özellikle arginin, poliamin ve glutamatin sentezinde) ve beslenmenin yanı sıra yara iyileşmesinde, antioksidatif reaksiyonlarda ve bağışıklık sistemini üzerinde önemli rol oynar.
Yüksek Prolinli Ham Bal'ın Ayırt Edici Özellikleri Nelerdir, Vücuda Hangi Yararları Sağlar?
Kimyasal yapısını değiştirecek hiçbir işleme maruz kalmayan yüksek prolinli ham bal, gerçek bir besin deposudur. Sodyum, demir, fosfat, klorür, potasyum, magnezyum Ham Bal içinde yer alan minerallerden sadece bazılarıdır. Bunların yanı sıra C vitamini ve B grubu vitaminleri de (B1, B2, B3, B5 ve B6) Ham Bal'da bolca bulunmaktadır.
Balın antioksidan etkisi, yapısında bulundurduğu tokoferol, askorbik asit, flavonoidler ve diğer fenolik– enzim bileşenleriyle(glukoz oksidaz, katalaz, peroksidaz) sağlanmaktadır. Balın antioksidan etki gücünde prolin değeri büyük bir rol oynamaktadır ve antioksidan gücünü artırmaktadır.
Waikato Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, bal yemenin yaşlanmayı geciktirdiği, hafızayı güçlendirdiği ve endişe gibi problemleri ortadan kaldırdığı ortaya koyulmuştur.
Kalp damar sağlığının korunmasında prolin değeri yüksek ham baldan yardım alınabilir. Balın içeriğindeki glikoz, kalp kaslarını besler. Düzenli ve yeterli yüksek prolinli ham bal tüketimi, kan dolaşımını hızlandırır.
Ham bal, mide içinde fermente olmaz. Bu sebeple hazımsızlık sorununa yol açmaz. İçeriğinde bulunan potasyum, bağırsak kaslarının düzenli çalışmasını sağlar. Bu, sindirim sisteminin tamamının işlevini düzenli olarak gerçekleştirmesi için önemlidir.
- Yara İyileştirici, Tedavi Edici Etkinliği Yüksektir
İnsana etki eden çoğu mikroorganizma, balda yaşamını sürdürememektedir. İçindeki bakterileri engelleyici inhibitörler sayesinde yaralara sürülmesiyle, lokal temizlik ve iyileşme sağlar.
Yüksek prolinli ham balın antimikrobiyal ve antioksidan aktiviteleri sayesinde bağışıklık sistemini uyarması anti-enflamatuar etki yaratır. Organizmaya dıştan uygulanıp hava alması engellendiğinde yara ve yanıkların iyileşmesini hızlandırmaktadır.